Yolsuzluk ve Vergi Kaçakçılığında Çifte Standart!

GAZETECİ MEHMET TEKİN YAZDI…

Yolsuzluk ve Vergi Kaçakçılığında Çifte Standart!

Son zamanlarda ülkemizde adaletin işleyişi üzerine sıkça tartışmalar yaşanıyor. Özellikle yolsuzluk ve vergi kaçakçılığı gibi ciddi suçlarla anılan kişilerin yargılama süreçleri, kamuoyunda büyük yankı uyandırıyor. Bu bağlamda, Dilan Polat ve Engin Polat çiftinin yaşadığı son gelişmeler, hukuk sistemimizin sorgulanmasına neden oldu.
Uzun süredir yolsuzluk ve vergi kaçakçılığı iddialarıyla gündemde olan Dilan ve Engin Polat, nihayet cezaevine girmişlerdi. Ancak, bu sevindirici gelişmenin üzerinden çok geçmeden, çiftin tahliye edildiği haberi geldi. Peki, bu hızlı tahliye kararı ne anlama geliyor? Ve neden kamuoyunda bu denli tepki çekti?
Her şeyden önce, yolsuzluk ve vergi kaçakçılığı gibi suçlar, toplumun her kesimini etkileyen ciddi suçlardır. Bu tür suçların faillerinin cezalandırılması, toplumda adalet duygusunun pekişmesi açısından son derece önemlidir. Ancak, Dilan ve Engin Polat çiftinin tahliye edilmesi, bu duyguyu zedeleyen bir gelişme oldu. Çiftin 40 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanırken, tutuksuz yargılanmalarına karar verilmesi, adaletin işleyişine olan güveni sarsmıştır. Bu durum, toplumda “Adalet sadece zengin ve güçlüler için mi işliyor?” sorusunu akıllara getiriyor. Yoksul bir vatandaşın basit bir suçtan dolayı uzun süre cezaevinde kalması, buna karşılık ciddi suçlarla itham edilen varlıklı bireylerin kısa sürede serbest bırakılması, adaletin eşit dağıtılmadığı algısını pekiştiriyor. Bu algı, toplumun hukuk sistemine olan güvenini derinden sarsıyor. Ayrıca, bu tür kararlar, suçlulara “Nasıl olsa ceza almayacağız” mesajı vererek, suç işlemeye teşvik edici bir rol oynayabilir. Adaletin caydırıcılık işlevi, bu tür kararlarla zayıflar. Suçlular, cezasız kalacaklarına inanarak, suç işlemeye devam edeceklerdir. Sonuç olarak, Dilan ve Engin Polat çiftinin tahliye edilmesi, adaletin işleyişi üzerine ciddi soru işaretleri doğurmuştur. Toplumda adaletin eşit dağıtıldığına olan inancın yeniden tesis edilmesi için, hukuk sistemimizin bağımsız ve tarafsız bir şekilde işlemesi gerekmektedir. Adaletin, her vatandaş için eşit şekilde işlemediği bir toplumda, huzur ve güvenin tesis edilmesi mümkün değildir.